Hemen hemen hepimizin hayatının belirli bir döneminde kilo problemi yaşadığı olmuştur. Eğer kilo almanıza sebebiyet verecek hali hazırda fizyolojik bir probleminiz yoksa kilo almanızın büyük sebeplerden birisi de duygusal yemek yemedir.
Hepimizin duygusal yemek yeme ile tanışması genellikle romantik komedi tarzı filmlerde sevgilisinden ayrılan bir kişinin ağlayarak çikolata, dondurma yediği sahnedir. Bu duygusal yemek yemenin oluşabileceği durumlardan sadece birisidir.
Duygusal yemek yeme birey fizyolojik olarak aç değilken psikolojik olarak yemek yemeye ihtiyacının olduğu bir durumdur. Psikolojik olarak onu zorlayan herhangi bir durumla karşı karşıya kaldığında, kullandığı ama aslında etkili olmayan bir baş etme yönetimidir. Bunun yanı sıra, birey sıkıldığında, yapacak bir şey bulamadığında veya dürtülerine hakim olamadığında da yeme atakları geçirebilir. Bu yeme atakları; gece uykudan kalkıp yemek yeme, porsiyon kontrolünde bulunamama, tıkınırcasına yeme olabileceği gibi canınızın bir anda belirli bir yemeği istemesi de olabilir. Çünkü aslen vücudumuz için yediğimiz yemeğin ne olduğu fark etmez, vücut için şeker şekerdir bunun bir baklava, profiterol veya bir tablet çikolata olması fark etmez. Bu farkı yaratan zihnimizdeki düşüncelerdir.
Duygusal yemek yeme esnasında açlık hissi aniden ortaya çıkar ve kontrolsüzdür. Canınız yalnızca belirli bir yiyeceği ister ve ne kadar tok olursanız olun o yiyeceği yiyene kadar kendinizi tam anlamıyla tok hissetmezsiniz. Canınızın o çok istediği yiyeceği yedikten sonra ise suçluluk ve pişmanlık hissetmeniz oldukça olasıdır. “Neden ben şimdi bunu yedim ki?” diye düşünebilir ve hatta daha ağır tablolarda bu yediğinizi vücuttan atmak için kendinizi kusturabilir, aşırı spor yapabilirsiniz veya laksatif (ishal yapıcı maddeler) kullanabilirsiniz.
Duygusal yemek yeme ile baş edebilmek için öncelikle sizi yemeye iten itici güçleri bulmak gerekir. Bu itici güçlerin arasında yemekle ilgili çarpıtılmış düşünceler (Yemek yemek benim için hayattan zevk almanın bir yolu vb.), yemek yemeyi bir ödül haline getirmek (Şu işimi bitirince güzel bir çikolata yiyip kendimi ödüllendireceğim vb.), vücudunuzun yemek yemeye ihtiyacı olduğuna kendinizi ikna etmeye çalışmak (Hava çok soğuk o yüzden canım çikolata istiyor, çikolata yiyeyim ki ısınayım vb.) ve/ya yemek yemeyi bir sosyalleşme ve sosyal paylaşım aracı olarak görmek yer alabilir. Bunlara ek olarak sizi rahatsız eden, sıkıştıran ve sarsan duygularla nasıl baş edeceğinizi bilemediğinizde kendinizi yatıştırmak için yemek yiyor da olabilirsiniz. Ayrıca aile içerisinde yemeğe ve yemek yemeye yüklenen anlamlar, kültürel kodlar, kişisel erken dönem yaşantılar da duygusal yemek yemeye yol açan sebeplerden biri olabilir. Size özgü sebebi bulabilmek için psikoterapi sürecinde detaylı bir değerlendirme gerekir. Bu itici güçler bulunmadığında takdirde ne kadar diyet, ne kadar sık ve ağır sporlar yaparsanız yapın zihniniz sizi yemek yemeye itecek bir sebep elbet bulacaktır. Bunun sonucunda da kilo verememek veya verdiğiniz kiloları tekrar almak olasıdır.
Psikoterapi sürecinde sizi yemeye iten size özgü sebepler bulunduktan sonra yine size özel etkili bir baş etme yönetimi geliştirmek, böylece duygusal yemek yemeyi kontrol altına alarak hedeflediğiniz kiloya ulaşabilmek elimizdedir.